20 Eylül 2011 Salı

Nesiller boyu lezzet: ‘Beğendik Abi’


Handan Kaygusuzer 1999’dan beri yürüttüğü, lokantadan çok kendi evi gibi gördüğü, “Beğendik Abi”yi ve Urla’ya olan sevgisini, anneannelerden alıp torunlara ulaştırmaya çalıştığı değerleri ve lezzetleri Festival Türk’e anlattı.




Anne yemekleri gibi

“Beğendik Abi”nin eski bir ruhu taşıyan, eski ama eskimeyen yemekleri yeni nesillere ulaştırmayı amaç edinmiş bir lokanta olduğunu ifade eden Handan Kaygusuzer, “Büyük anneannelerimizin ruhları, benim yemeklerimde yaşıyor. Yaşlı bir amca yemeklerimi yediğinde, “annemin yemekleri” gibi dediğinde, yaşadığım mutluluk ve iç huzurunu hiçbir şeye değişemem” dedi.

Nesilden nesile geçiyor

Daha önce ev hanımı olan Kaygusuzer, bu mesleğe 32 metrekarelik bir alanda, dört tane masayla  ve evden getirdiği fırınıyla başladığını belirterek “Daha sonra müşterilerim oldu hem de Urla dışından, ismimi ve yemeklerimin methini duyup gelen insanlar. Medya da çok destek oldu tanınmam konusunda. 1999 senesinden beri, bütün aile fertlerimle birlikte çalışıyoruz. Otların hepsini eşim topluyor, ben de bu güzel yemekleri yapıyorum. Mevsime göre, hangi ot yetişiyorsa onunla yemeklerimizi yapıyoruz. Tabi ki geleneksel et yemeklerimiz de var ama daha çok ot yemekleri yapıyoruz. Şimdi oğlum bayrağı benden devraldı. Bu güzel dekorasyonunda da sahibi olan oğlum, artık lokantamızın işletmesini de üstlendi” dedi.

Başarının sırrı: Doğruluk

Başarısının sırrını, hiç taviz vermeden, malzemeden ödün vermemek, çizgisinden dışarı çıkmamak ve ne olursa olsun şımarmamak olarak açıklayan Kaygusuzer, “Ben doğru oldum, doğruya inandım ve doğruyu yaptım ve bu anlamda işlerimde doğru gitti. İkinci bir şubeyi açmayı hiç düşünmedim, düşünmeyeceğim de. İstiyorum ki küçük kalayım ama hep özel kalayım. Medyaya çok teşekkür ediyorum. Hep yanımda oldukları ve beni destekledikleri için” şeklinde konuştu.

Urla’ya yemekleriyle sahip çıkıyor

Doğma büyüme Urlalı olduğunu ifade eden Kaygusuzer, “Urla olağanüstü bir geçmişe sahip bir yer. Zamanla büyüdü, kıyısına çevresine sahiplendiler. Bense yemeklerini yaşatarak değerlerine saip çıkıyorum. Taşıdığım bu misyon gereği Urla ilk başta “Slow-food” ile öne çıkmalı ve asla binalaşmamalı diye düşünüyorum. Çünkü, bir kenti ön plana çıkarmak hep bir şeyler satmakla ilişkilendiriliyor ve o kentin tanıtımı fazla ticari hale geliyor. Biz mevcut değerlerimizle tanınmalıyız” diyerek şunları ekledi “Geçtiğimiz günlerde hep birlikte kutladığımız “Mart dokuzu” ile bahara, bir çok lezzetle merhaba dedik. Bu etkinliği de gelenekselleştirmeyi hedefliyoruz.  Amaç gelecek nesillere bu lezzetleri tanıtmak.”

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder